Evet, Dağıtın Gitsin
yazan Richard StallmanYayımcı notu: Bu yazı Mayıs 1983 tarihli bir dosyada bulundu, ancak yazının o yılda mı yoksa daha önce mi yazıldığı belli değildir. Mayıs 1983'te Richard Stallman özel olarak özgür bir işletim sistemi geliştirme planları yapıyordu, ancak daha MIT Lisp Makinesi gibi bir sistem yerine Unix benzeri bir sistem yapmaya karar vermemiş olabilir.
Daha “özgür (free)” kavramının iki anlamını ayırt etmemişti; bu ileti kullanmak için ücret ödenmeyen (gratis) kopyalar için yazılmış, ancak kullanıcıların özgürlüğünün (freedom) olduğu anlamını da varsayın.
Yazılımı karşılık beklemeden dağıtmanın önemli nedenlerinden biri de kullanıcıların yazılımı değiştirebilmelerini sağlamaktır. Bu, yazılımın daha iyi kullanılmasını sağlamakla kalmayıp onları bu çabaya katkıda bulunmaya iter. Üstelik öz güven, güven, ve sorumluluk duygusu geliştirirler.
Amerikalıların, bir şey karşılıksız verildiğinde onun değersiz olduğunu düşüneceğini sık sık duydum. Bu doğru olabilir, ancak rasyonel değildir. Kişiler isterse nevrotik olabilirler ama onları buna özendirmemeliyiz. Bu arada, salt kimi mazoşistler yazılımın değersiz olduğu sonucuna varabilir diye onu dağıtmak “ona değersizmiş gibi davranmak” değildir.
Kullanıcılar yazılımları değersiz olduğu için değil, değiştirdiklerinde kendileri için eskisinden daha değerli olduğundan dolayı değiştirirler. Kimi merkezi bakımlar da yararlıdır, ancak bunu sağlamanın kullanıcılarla uğraşmaktan başka yolları da vardır.
Yazılım paylaşmak ile kullanıcıların onu değiştirmesini sağlamak konularında olan azımsanmayacak düzeydeki deneyimlerime dayanarak şu sonuçlara vardım
- EMACS'ın değersiz olduğuna inanma eğilimi çok az
- kullanıcılar EMACS'ı çok değiştiriyor
- kullanıcıların değişiklikleri EMACS'ın gelişmesine katkıda bulunuyor
- EMACS'ın merkezi bakımı sürüyor
Kullanıcılara manipülatif olmayan iş birlikçi bir yaklaşım sergilediğimde onlar da ilgili, iş birlikçi bir biçimde tepki verdiler. Onlara nevrozlarını kandırmak için veya önceden yetersiz oldukları varsayıldığından kısıtlamalar getirildiği söylendiğinde doğal olarak bir kızgınlık durumuna girerler. Sonuç olarak da yetersiz, nevrotik olma eğilimindedirler.